Merhaba, ben Oğuz Emre Bal.
Mimarlık, etkileşim tasarımı ve mekânsal biliş kesişiminde çalışan bir araştırmacı ve tasarımcıyım.
Çalışmalarım; XR (AR/VR/MR), dijital ikizler, oyun motorlarıyla etkileşimli simülasyonlar, yaratıcı programlama ve bedensel deneyim üzerinden insan–mekân ilişkisinin kurduğu “Gerçeklik Deneyimini” araştırır.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde lisans ve yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Yüksek lisans tezimi Hareket Deneyimi ile Anlık Mekan Tasarımı konusunda yazdım; bu çalışmada, kullanıcının beden hareketleriyle dinamik olarak kurulup çözülen, açık uçlu ve çok olasılıklı bir mimari çerçeve önerdim. Hâlen İTÜ Mimari Tasarım Doktora Programı’nda, XR destekli mimari eğitimde mekânsal farkındalık ve öğrenme konularına odaklanıyor; Unreal Engine tabanlı dijital ikiz bir kampüs modeli üzerinden deneysel protokoller, davranışsal/bedensel ölçümler ve etkileşim verileriyle çalışan bir araştırma yürütüyorum.
2017’de kurduğum uniodesignstudio, sanat–tasarım–mimarlık ve araştırma pratiklerini bir araya getiren; deneyim tasarımı, immersive enstalasyonlar, parametrik üretim ve hesaplamalı estetik odaklı bir platformdur. Akademik üretimimin yanında; 3B baskı, parametrik ürün geliştirme ve malzeme/süreç inovasyonu alanlarında girişimci projeler geliştiriyorum. Bu çizgide, oyun motorları ve XR ile çok kullanıcılı sanal mekânlar, davranışa duyarlı arayüzler, veriyle şekillenen mimari katmanlar ve eğitimde etkileşimsel senaryolar geliştiriyorum.
Araştırma ilgi alanlarım şunları kapsar: bedenselleşmiş biliş ve mekânsal bellek, insan mekân etkileşim modelleri, XR tabanlı deneyim ölçümü (telemetri, performans metrikleri, anketler), dijital ikiz–fiziksel ikiz eşleşmesi, yaratıcı kodlama ve gerçek-zamanlı görselleştirme, parametrik tasarım ve üretim, oyunlaştırma ve öğrenme.
Uzun vadeli hedefim, mekânsal deneyimi ölçülebilir, karşılaştırılabilir ve tasarlanabilir bir alan olarak yeniden tanımlayarak hem mimarlık kuramına hem de uygulamalı eğitim ve endüstri pratiklerine katkı sunmaktır.
// Yeni Medya Sanat Projeleri
2017, pratiğimin yön değiştirdiği bir yıldır. Bu tarihten itibaren mimarlık odaklı üretimimi; yeni medya sanatı, XR (AR/VR/MR) ve oyun motorlarıyla etkileşimli simülasyonlarla genişlettim. Üretim çizgimin ortak paydasını, insan–mekân ilişkisi ve bedenselleşmiş deneyimin mekânsal algı, bellek ve öğrenme üzerindeki etkileri oluşturuyor.
Sanatsal araştırmalarımda insan–mekân etkileşimini yalnızca fiziksel temas ya da görsel karşılaşmaların toplamı olarak değil, karşılıklı anlam inşası ve eş-üretim süreci olarak ele alıyorum: İnsan, mekânı nasıl okur ve dönüştürür? Mekân, insanın duygu durumunu, bilişsel temsillerini ve “gerçeklik” algısını nasıl biçimler? Bu sorular, işlerimde kurduğum deneysel çalışmalarımın kavramsal bağlamını oluşturuyor.
Projelerimde, bu etkileşimin ürettiği mekânsal gerçekliklere odaklanıyorum. Davranış verisi, beden hareketi, ritim ve ritüel gibi parametreler; dijital ikiz ortamlarda ve gerçek-zamanlı etkileşim akışlarında mekânın yeniden kurulmasına aracılık ediyor. Böylece her iş, insan–mekân etkileşiminin farklı bir konfigürasyonunu görünür kılıyor: kimi zaman çok-kullanıcılı sanal sahnelerde ortak bir algı alanı, kimi zaman ise bireysel bedensel deneyim üzerinden yoğunlaşan, bir mekânsal farkındalık kümesi.
Bu yaklaşım, yaratıcı programlama, parametrik üretim yöntemleriyle destekleniyor; Unreal Engine gibi araçlarla kurulan senaryolarda kullanıcıların eylemi, mekânsal kompozisyonun canlı bir bileşenine dönüşüyor. Amacım, sanatsal pratik ile mimarlık kuramını ortak bir zeminde buluşturarak deneyimi hem kavramsal hem de operasyonel olarak yeniden düşünmek; “mekânı” yalnızca bir arka plan değil, insanla birlikte oluşan dinamik bir sistem olarak konumlandırmak.
// Portfolio
// Diğer Konular
Bu sitede olmayan diğer konular.
// Mail List
Olurda yeni birşey olursa, sana otomatik yeni mail atabillirim.